ØElektrik Enerjisinde Kalitenin Sağlanması

Sanayi üretiminin kaliteli ve verimli olmasının ön koşullarından birisi temel girdi olan elektriğin kaliteli olmasına bağlıdır. Elektrikte kalite, tüketicilere elektrik hizmetlerinin sabit gerilim ve frekans altında kesintisiz olarak sağlanması şeklinde tanımlanmaktadır.

Sabit gerilim ve frekans tüketiciye sunulan elektriğin gerilim ve frekansının belli alt ve üst limitler içinde kalmasıdır. Kesintisiz hizmet ise, tüketiciye her türlü işletme koşullarında elektriğin sunulması, elektriğin hiçbir zaman kesilmemesi anlamına gelmektedir. Yük arttıkça hizmette kalitenin sağlanması yatırımların gerçekleştirilmesine bağlıdır.

ØSektörün Yatırım İhtiyacı ve Yatırımın Finansmanı

Sanayileşme, nüfus artışı ve şehirleşme ile birlikte elektrik enerjisine olan talep gün geçtikçe artmaktadır.   Elektrik enerjisi sektöründeki kapasite artışının yüzde 60’ını sadece elektrik üretim kapasitesinin artırılması oluşturmaktadır. Fiyat eskalasyonları ve maliyet artışları dikkate alındığında, 1990-2000 yılları arasında üretim, iletim, dağıtım ve diğer olmak üzere yaklaşık 1 trilyon dolarlık elektrik enerjisi yatırımına ihtiyaç vardır. Bu miktardaki yatırım gereksinimine karşılık, son yıllarda Dünya Bankası başta olmak üzere uluslararası finans kuruluşlarının elektrik enerjisi sektörüne ayırdıkları finansmanda büyük azalmalar gözlenmektedir. Örneğin; Dünya Bankasının elektrik enerjisi yatırımları için ayıracağı finansman tutarı yıllık ortalama 2 milyar dolar seviyesindedir. Bu büyüklükteki finansman ihtiyacının kamu kaynaklarından karşılanması, çoğu ülkedeki kamu açıkları nedeniyle mümkün değildir. Bu nedenle, özel sektör tasarruflarının elektrik enerjisi yatırımlarına yönlendirilmesi ve sektörün özel kesime açılması kamu açısından bir tercih olmaktan çıkarak zorunluluk haline gelmektedir.

ØSektörde Kamu Tekeli Yapısından Kaynaklanan Olumsuzlukların Giderilmesi

Genelde kamu işletmelerinde, özelde ise elektrik sektöründe gözlenen, modern işletmecilik anlayışından uzak bir yönetim anlayışı ve personel atamalarında politik tercihlerin ön planda tutulması gibi uygulamalar, personel ve yöneticileri kendi doğrularından çok politikacı doğrularını uygulamaya yöneltmektedir.

Bununla birlikte, elektriğin fiyatlandırılması, yatırım yeri seçimi, boyutu ve yatırımın zamanlaması gibi konularda  ekonomik, teknik ve finansal gerekçelerden çok politik tercihlerin ön planda tutulması, fiyatlarda çapraz sübvansiyonların oluşması ya da etkinlik ve verimlilik artışı yerine zararların fiyat artışı yoluyla telafi edilmesi, keyfi fiyat artışları ile enflasyonun kamçılanması gibi uygulamaların önlenmesi, elektrik sektöründe özelleştirmenin gerekçeleri arasında sayılmaktadır.

Leave a comment